İş Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk Uygulaması 2018 Yılında Başlıyor..

İş Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk Uygulaması 2018 Yılında Başlıyor..


İş uyuşmazlıklarının önemli bir kısmında “arabuluculuğa başvuru” uygulamasını dava şartı olarak kabul eden, bu haliyle de ciddi bir değişim anlamına gelen “7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu“, 24.10.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.

25 Mayıs 2017 tarihinde TBMM’ye sevk edilen Kanun tasarısı ile ilgili değerlendirmelerimiz, detaylı bir şekilde sayfamızda yer almıştı. Tasarının yasalaşmış haline baktığımızda, çok ciddi bir değişiklik olmaksızın kabul edildiğini söylemek mümkün.

Yeni Kanun ile getirilen temel değişiklik, “bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak kabul edilmesidir. Böylelikle, önemli sayıda uyuşmazlık mahkemeye götürülmeden, arabulucu ile çözüme kavuşturulmaya çalışılacak.

Burada önemli olan nokta; Kanun’un “yürürlülük” maddesi ile, arabuluculuk ile ilgili değişikliklerin (madde 3-11-12) 01.01.2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olması. Yani, arabuluculuğa başvuru,  01.01.2018 tarihinden itibaren zorunlu olacak. Anılan tarihe kadar geçecek sürede açılması gereken/açılan davalar iş mahkemeleri tarafından görülmeye devam edecek.

Kanun’un “geçiş hükümleri” başlıklı maddesiyle de “Bu Kanun’un dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz” denilerek, uygulamanın 01.01.2018 tarihinden itibaren başlatılacak olduğu ve bu tarihe kadar açılan veya görülmeye devam eden davaların mahkemeler tarafından sonuçlandırılacağı, ifade ediliyor.

Öne çıkan değişikliklerden birisi de, Kanun’un 37.maddesi ile 399 sayılı KHK’ye eklenen ek madde ile, bugüne kadar idari yargıda görülen, 399 sayılı KHK’ya tabi personel uyuşmazlıklarının da iş mahkemelerinde görülecek olması. Sendika ve meslek örgütlerinin, “iş güvencesinin ortadan kaldırılması” olarak gördüğü bu değişim, önümüzdeki dönemde bu kurumlar için söz konusu olacak “yeniden yapılandırma” süreçlerinde personel sorunlarının kolayca aşılmasına yardımcı olacak gibi görünmektedir.

Milyonlarca kişiyi ilgilendiren uyuşmazlıklarla ilgili köklü bir değişim söz konusu. Yine de, değişikliğin pek çok yerinde “hukuk devleti”nden “kanun devleti”ne dönüşüm mantığının izlerini görmek mümkün.

Bugüne kadar, çeşitli yasal düzenlemelerle, özellikle yargılama süresine dair, kesin olarak getirilen pek çok sürenin, uygulamada ne yazık ki “uyul(a)mayan kurallar” olarak görüldüğü dikkate alındığında, bu değişikliklerin uyuşmazlıkların çözümleme süresini kısaltmak, uzlaşma kültürünü geliştirmek bir yana, ekonomik ve sosyal olarak güçsüz konumdaki çalışanların haklarına ulaşma süreçlerini daha da uzatacak bir hamle olduğunu düşünmek olası..