Üstad Avukatlık Dergisi’nin Kış 2020 Sayısı Yayınlandı…

Üstad Avukatlık Dergisi’nin Kış 2020 Sayısı Yayınlandı…


Economist Dergisi’ni çıkaran gruba ait “The Economist Intelligence Unit” isimli araştırma ve analiz birimi tarafından, 2006 yılından bu yana yayımlanmakta olan Demokrasi Endeksi’nin 2019 yılı sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Toplam 167 ülkeyi “seçim süreci ve çoğulculuk, hükümetin işleyişi, siyasal katılım, siyasal kültür ve sivil özgürlükler” olmak üzere beş ayrı kategoride değerlendirmeye tabi tutarak, “tam demokrasi-kusurlu demokrasi-melez rejim-otoriter rejim” olmak üzere dört gruba ayıran raporun sonuçları dikkat çekici.

2019 yılında, Dünya’nın ortalama demokrasi puanında bir önceki yıla göre bir düşüş görülürken, ABD 25.sıraya gerileyerek tam demokrasi sınıfından “kusurlu demokrasi” sınıfına indirilmiştir. İlk on sıranın “Norveç, İzlanda, İsveç, Yeni Zelanda, Finlandiya, İrlanda, Danimarka-Kanada, Avustralya ve İsviçre” olarak belirlendiği Endeks’e göre Türkiye; özgür ve adil seçimler ile temel demokratik değerleri taşımakla beraber basın özgürlüğü gibi bazı sorunlu alanları olan ülke anlamına gelen “melez rejime” sahip ve 167 ülke arasında 110.sırada.

Batı Avrupa ülkeleri arasında yer verilen ve bu ülkeler arasında “melez rejim” olarak puanlanan tek ülke olan Türkiye ile ilgili neredeyse, hiçbir yoruma yer verilmemiş olması ilginç ve sonuç çıkarmaya uygun olsa da, genel olarak Dünya çapında demokrasinin gerilemekte olması, 2006 yılından bu yana en düşük puanın ortaya çıkması, önümüzdeki dönemin bir özgürlük ve demokrasi mücadelesi dönemi olacağının, olması gerektiğinin işaretlerini veriyor.

Hal böyle olunca da “hukuk insanı” olarak avukat, bir adım öne çıkıyor.

İlber Ortaylı hocamız, büyük bir keyifle okunan “Bir Ömür Nasıl Yaşanır” kitabında, “Aydın olmak için şu üç şey muhakkak gerekir; yabancı dil, hukuk bilgisi ve mukayese becerisi.” diyerek esasında “avukat olmanın” olmaz ise olmazlarına işaret edip, mesleğin değerini de vurgulamış oluyor.

Avukatlığın geleceğe taşınacak mesleklerden birisi olacağı aşikar. Ancak, bu, bazı kabullerin değişmesi gerekliliğini de ortadan kaldırmıyor. Örneğin, avukatlar artık eskisi gibi para kazanamıyor. Genel anlamda, avukatlık mesleği gelirlerinin görece bir düşüş içinde olduğunu biliyor ve hissediyoruz. Bu yeni durumda avukat sayısındaki ciddi artışın etkisi nedir? Buna dair verilere sahip değiliz ama sayısal artış incelenmeye değer bir olgu.

Aşağıdaki tabloda TBB tarafından yayımlanan istatistikler çerçevesinde, 2000-2019 yılları arasında avukat sayıları yer alıyor. Baktığınızda; 2000 yılında avukat sayısı 41.427 iken, 2013 yılında 81.554 olmuş, 2016 yılı sonunda da 100 bin eşiğini geçerek 100.461’e ulaşmıştır. Sonrasında, sadece üç yılda, levhaya eklenen avukat sayısı 27 bin kişi artarak 2019 sonunda 127.691’e ulaşmıştır. Meslektaşlarımızın yarısından fazlasının kıdemi on yıldan azdır.

Cumhuriyet’in başlangıcından 2000 yılına kadar geçen 77 yılda avukat sayısı 41.427’e erişirken, bu sayının katlanması için sadece 13 yıl, bir kez daha katlanıp 120 bini geçmesi için ise 6 yıl yetmiştir. Son iki yılda levhaya eklenen avukat sayısı yılda on binin üzerindedir. Bu eğilim değişmediği taktirde ki değişmesi için bir sebep görünmemektedir- 2021 yılında avukat sayısı 150 bini geçecek, Cumhuriyet’in kuruluşunun 100.yılı olan 2023’de ise en az 170 bin olacaktır.

Avukat sayısı sıçrayışlarla artarken, çok sayıda avukata gelir kazandıran geleneksel müvekkiller güç kaybetmektedir. Esnafın AVM’ye karşı güç kaybetmesi, yerel, küçük/butik ve bağımsız hukuk bürolarının ulusal/uluslararası kurumsallaşmış hukuk şirketlerine karşı güç kaybetmesi anlamına gelmektedir. Her ne kadar, 2008 yılında toplamı 28 milyon lira civarında olan adli yardım ve CMK gelirleri 2019 yılında toplam 127 milyon lirayı aşmışsa da, mesleğe yeni başlayan avukatlara gelir olmak dışında, eski şaşalı günlere erişmeye yeterli değildir bu tür ikame gelirler.

Gelinen durumun meslek şovenizmi ile ya da avukatların büyük bir çoğunluğuna hiçbir anlam ifade etmeyen, siyasal örgütlenmelerin uzantısı grupların basmakalıp söylemleriyle aşılamayacağı açık. Sorunların büyük bir kısmı küresel; pek çok ülke avukatları benzer sorunları yaşıyor. Öyleyse, Dünya’da yaşanan gelişmeleri de yakından takip ederek, mesleğe dair bir strateji, uzun vadeli bir planlama ile yeni iş ve iş yapış şekilleri üretmemiz gerekiyor.

Yol uzun, iş çok; kalın sağlıcakla.