Anayasa Mahkemesi’nden Demokrasi Dersi; İşe İadede Sendika Farklılığı Gözetilemez

Anayasa Mahkemesi’nden Demokrasi Dersi; İşe İadede Sendika Farklılığı Gözetilemez


Bireysel başvuru yolunun açılması ile farklı hukuk alanlarında köklü değişimlere yol açan kararlar vermeye başlayan Anayasa Mahkemesi, sosyal haklar konusunda da kendisini göstermeye başladı. Sosyal haklar alanında çalışmaları takdir edilen akademisyen üye Engin Yıldırım’ın Başkanı olduğu Anayasa Mahkemesi 2.Bölüm tarafından verilen 03.02.2016 tarihli karar bunun güzel bir örneği. (Başvuru no: 2013/2229)

Belediye İş Sendikası üyesi ve profesyonel yöneticisi olan beş (5) başvurucu tarafından başlatılan süreçte; sendika yöneticisi olmaları sonrasında iş akitleri askıya alınan başvuranların, sendikal görevleri sona erdikten sonra işe dönme istemleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından reddedilir. Belediye İş yöneticilerinin talepleri reddedilirken, aynı durumda olan ve belediye yönetimi ile aynı siyasi düşüncede bulunan Hizmet İş Sendikası’na üye iki yönetici, görevleri sonrasında işlerine iade edilirler.

Başvuranlar, ayrımcılık içerir bu uygulama nedeniyle İş Mahkemesi’nde dava açmalarına rağmen, Mahkeme, “sendikal görevi sona erdikten sonra işe iade isteminde bulunan sendikacıların işe başlatılmamalarının ortada bir fesih olduğunu göstermeyeceği, Mahkeme’nin işe başlatılmaya (ifaya) dair bir hüküm kuramayacağını” belirterek, davayı reddeder ve bu karar Yargıtay tarafından da onaylanır.

Yürürlükten kaldırılan 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 29.maddesi ile bu Kanun yerine yürürlüğe giren 6356 sayılı Kanun’un 23.maddesi ile düzenlenen bu durum ile ilgili başvuruyu Anayasa Mahkemesi “sendika (örgütlenme) hakkına bağlı olarak eşitlik ilkesi” temelinde ele almıştır.

Adalet Bakanlığı’nın, davanın açılması sırasında yürürlükte olan 2821 sayılı Kanun’un aleyhe hükmünün sonradan 6356 sayılı Kanun ile değiştirilmesine rağmen bu değişikliğin temyiz aşamasında dikkate alınmadığı savunmasını yeterli bulmayan Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 51-54 üncü maddelerinde düzenlenen sendikal hak ve özgürlüklerin kapsamı yorumlanırken Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmeleri, Avrupa Sosyal Şartı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının gözönünde bulundurulması gerektiğini ifade etmiştir.

AİHM’in, sendikal görevleri herhangi bir nedenle sona erenlerin eski işlerine dönme hakkının AİHS 11 inci maddesi kapsamında korunamayacağına dair Ceyhan/Türkiye kararına atıf yapılan kararda, 2821 sayılı Kanun 29.madde uyarınca yapılan başvurunun reddedilmesine rağmen kıdem tazminatlarının ödenmesinin “sendika hakkının kullanımını önemli ölçüde kısıtlayan bir zorlama” olmadığını gösterdiği vurgulanmıştır.   

Buna karşın, ayrımcılık iddiasını da değerlendiren Mahkeme; aynı durumda olan başka sendika üyesi iki kişinin işe iade taleplerinin kabulü iddiasının ilk derece yargılaması sırasında araştırılıp tesbit edildiğini ortaya koymuştur;

demokrasi; farklılıkların bir tehdit olarak değil, bir zenginlik kaynağı olarak algılandığı toplum anlayışında güçlenecektir. İşe iade taleplerinin üye olunan sendikaya göre değerlendirilmesi, çağdaş demokratik toplumlarda kabul edilebilir bir durum değildir.

ifadeleriyle kutuplaştırıcı ve dışlayıcı anlayışı eleştiren Mahkeme, Belediye’nin kendi siyasi düşüncesinde olan sendikaya üye kişilerin taleplerini kabul ederken diğer sendikaya üye olan çalışanların isteklerini reddederken herhangi bir objektif sebep ve ölçü getiremediğini de not etmiştir.

Gerekçesi ve yaklaşımı itibariyle benzer uyuşmazlıklarda güçlü bir referans olma niteliği taşıyan kararın sendikal camiada bilinmesi ve tartışılması yerinde olacaktır. İlk derece mahkemelerindeki yargılamalarda bu tür kararlara yapılacak atıf ve yapılacak yorumlar örgütlenme hakkı kapsamının genişletilmesini sağlayabilir…