Pardus’a Geçemeyen Meclis Lisans Bedellerine Bir Milyon Lira Ödedi

Pardus’a Geçemeyen Meclis Lisans Bedellerine Bir Milyon Lira Ödedi


Tübitak tarafından 2003 yılında geliştirilmeye başlanan ulusal işletim sistemi Pardus ile öğrendik çoğumuz Anadolu parsının ne olduğunu. İran parsının bir ırkı olan Anadolu Parsının soyunun tükenip tükenmediği belirsiz; çok az sayıda da olsa halen yaşamını sürdürdüğü ifade ediliyor. Umalım ki işletim sistemi olarak Pardus’un hikayesi parsınkine benzemesin..

Orta gelir tuzağına saplanıp kalmış bir ülke olarak, katma değeri yüksek, özellikle yüksek teknoloji ürünler elde etmeye yönelik politika ve uygulamalara yönelmemiz bir zorunluluk. Aksi taktirde, bulunduğumuz noktadan ileriye gidebilmemiz mümkün değil. Peki, ne yapıyoruz?

Bir milletvekili tarafından TBMM Başkanlığına yöneltilen yazılı soru önergesi verilen 19.02.2016 tarihli cevapta; TBMM bünyesinde toplam 4600 bilgisayar bulunduğu, sunucu, işletim sistemleri, veritabanı, elektronik posta hizmetleri ve office yazılımları için yapılan ihale sonucunda 3 yıl için toplam 1.149.347,91 TL ödeme yapıldığı, iş yoğunluğu nedeniyle kullanıcı eğitimleri düzenlenemediğinden PARDUS’a geçilemediği ama PARDUS gelişmelerinin takip edildiği, yazılı..

Yani, TBMM, Meclis, ulusal işletim sistemini “takip ederken” bir milyon lirayı aşkın bir tutarı lisans bedeli olarak yurt dışına transfer etmeyi sürdürüyor. Günün birinde, zaman bulunabilirse, belki eğitim yapıp, bir kaç bilgisayarda da PARDUS kullanmaya başlayabilirler ama elbette milyonlarca lira lisans bedeli ödemeye devam ederesiyahbeyazdevrim6k. …

Nedir bizim “kendimizle” derdimiz. Zamanında, dört buçuk ay gibi kısa bir sürede yapılan “devrim” arabaları, İstanbul basınının yönlendirmesiyle oluşan olumsuz havada bir kenara bırakılıyor. Çalışanlarıyla “dalga geçiliyor”, benzini bitti deniyor.. Oysa o arabalardan bir tanesi Eskişehir’de ve hala çalışıyor.. Ne oldu; o gün toplumsal bir destekle üretimi sürdürülüp geliştirilecek bir otomotiv endüstrimiz olsaydı bugün Türkiye’nin de bir “toyota”sı, markası olabilecekken, bugün hala kendi arabamızı üretemiyor, üretimin önündeki “psikolojik” engelleri aşamıyoruz..

Bombalı saldırılar ile gurur, onur ve umudu kırılmak istenen ülkemizin önündeki tek çıkış yolu, hangi alanda olursa olsun karamsarlık ve olumsuz psikolojiyi aşmaktan geçiyor..