Akıllı Kanser İlacı Tecentriq Bedelinin SGK Tarafından Ödenmesi Gerektiğine Dair İş Mahkemesi Kararı

Akıllı Kanser İlacı Tecentriq Bedelinin SGK Tarafından Ödenmesi Gerektiğine Dair İş Mahkemesi Kararı


Modern yaşam ile birlikte giderek yaygınlaşan ve zaman zaman “çağın vebası” olarak tanımlanan kanserle mücadele konusunda başarılı olduğumuz, ne yazık ki söylenemez. Bir anda ortaya çıkıveren koronavirüs tedavisi, aşısı için tüm dünya seferber olurken, her yıl giderek daha çok insanı öldüren, ötesinde, bilinen tedavi süreçlerinde katlanılamaz boyutlarda acılı bir süreç yaşatan kanser konusunda böylesi bir aymazlık içinde olmamızın sebebi ne olabilir?

O kadar kanıksadık, çabamız o kadar azaldı ki, kanser hastalarının tedavisinde kullanılan ilaçlar konusunda bile yeterince hızlı hareket etmiyor, hastaları bir de işin maddi boyutunu dert etme yükü ile karşı karşıya bırakıyoruz. 

Son dönemde, akıllı ilaç olarak tanımlanan yeni ilaçlar kanserle mücadelede öne çıkmaya başladı. Hastalığın ilerlemesinin engellenmesi, o da olmazsa, hastanın son zamanlarının bir ölçüde daha rahat geçirilebilmesi konusunda yardımcı olduğu tıp çevreleri tarafından kabul edilen bu akıllı ilaçların bir kısmı, ne yazık ki SGK tarafından karşılanmıyor, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ve eki listede yer almadıkları için. Karşılanmayan ilaçlardan birisi de atezolizumab etkin maddeli Tecentriq isimli ilaç.

SGK bünyesindeki Komisyon’da değerlendirmesi devam ettiği için henüz SUT listesine alınmayan Tecentriq bedeli ödenmezken, Sağlık Bakanlığı bu ilaca ruhsat vermiştir. Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Sağlık Kurulu’nun 2020 tarihli raporunda, bu ilaçla ilgili “metastatik küçük hücreli akciğer hastalarında hastanın yaşam süresinin uzattığı bilimsel olarak ispatlanmış bir ajandır, bu bilgiye dayanılarak da T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmıştır” denilerek, etkisi ve önemi ortaya konulmuştur. 

Ankara Şehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof.Dr. Doğan Uncu tarafından hazırlanan bir bilirkişi raporunda da, kemoterapi ile birlikte uygulanan Tecentriq tedavisinin akciğer kanseri hastasının yaşam süresini anlamlı olarak uzattığının tespit edilmesi sonrasında ABD Gıda ve İlaç Otoritesi FDA tarafından 2019’da kullanım onayı aldığı belirtilerek “Atezolizumab küçük hücreli akciğer kanserinde gerek yurt dışında gerek de 11 Şubat 2020 tarihinden sonra ülkemizde ruhsatlı ve muadili olmayan bir ilaçtır.” denilmiştir. 

Bu bilimsel veri ve raporlara dayalı olarak, Tecentriq ilaç bedelinin ödenmesi istemiyle Ankara 3.İş Mahkemesi’nde açılan davamızda, Mahkemenin 09.03.2021 tarihli kararıyla, davanın kabulüne karar verilerek, SGK’nın ilaç bedellerini, dava devam ederken vefat eden davacının mirasçılarına ödemesine, hükmedilmiştir. 

Bu kararın SGK değerlendirme sürecini kısaltmasını umuyoruz. Aynı durumdaki pek çok, yaşam mücadelesi veren hasta için önemi büyük olan bu süreçte, yeni davalar açılmasına gerek olmaksızın, bir idari kararla sürecin sonlandırılması yerinde olacaktır. 

Bu, bir diğer açıdan, devlet açısından bir yükümlülüğün yerine getirilmesidir. Kanserin sebeplerine baktığımızda, çevre ve hava kirliliği, tarım ilaçları, şeker başta olmak üzere kötü beslenme, sigara kullanımı gibi sebeplerin öne çıktığını görüyoruz. Bu sebeplerin tümü, kişilerin iradelerinden  bağımsız olarak, devletin önlemekle yükümlü olduğu sorunları işaret etmektedir.

Devlet, “arz güvenliği” gibi belirsiz bir gerekçenin arkasına sığınarak 28 kirletici termik santralin çalışmasına izin vermektedir. Bu santrallerin 7-8 tanesi, çok eski olup, on yıl kadar önce özelleştirilmelerine rağmen, hiçbir çevre yükümlülüğünü yerine getirmeden çalıştırılarak, havanın kirlenmesine, kanser hastalıklarının artmasına neden olmuşlardır. 

Her vatandaşına “temiz hava” sağlamakla yükümlü olan devlet, bu yükümlülüğünü yıllardır yerine getiremediği gibi, havayı büyük boyutlarda kirleten santrallerin çalıştırılmasını teşvik ederek, havaya salınan partikül maddeler (PM), kükürt dioksit (SO2), azot oksitler (NOx), civa (Hg) vb kimyasal kirleticiler ile bir anlamda kansere davetiye çıkarmıştır. Devlet, kanser hastası olan her yurttaşı açısından, ağır bir hizmet kusuru işlemiştir, işlemektedir. 

Sigara ile mücadelesi takdir edilebilecek Türkiye Cumhuriyeti yönetiminin, odamızda yasak olan kirleticilerden çok daha ağır etkileri olanlarının dışarıda serbestçe havaya salınmasını sadece seyretmesi, bu anlamda hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmemesi, gerçekten düşündürücü bir çelişkidir. Farkındalığımızı geliştirmemiz gerek bir diğer olgu ise, termik santral maliyetlerinin, bu tür sağlık etkileri/maliyetleri hesaba katılmaksızın, yenilenebilir enerji kaynaklarına göre daha ucuz olduğu tezinin, hiçbir bilimsel ve maddi gerçekliğe uygun olmadığıdır. 

Sağlıkla, sağlıklı yarınlara… 

 

Görsel; Sessiz Katil Raporu, Greenpeace, 2014 (https://www.greenpeace.org/turkey/raporlar/sessiz-katil/)