Anayasa Mahkemesinin Medya Gündem Kararı ve Erişim Engelleme Kararlarının Hukuki Nitelemesi
Anayasa Mahkemesi’nin 8 Aralık 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Medya Gündem kararı[1], internet yayıncılığının hangi çerçevede ele alınacağı konusunda yüksek mahkeme yaklaşımını ortaya koyduğu kadar erişim engelleme kararlarının sonuçları açısından da dikkate değerdir.
Ekonomi, ağırlıkla borsa ve sermaye piyasaları alanında yayınların yer aldığı bir internet gazetesi olarak tanımlanabilecek borsagundem.com sitesinde Aralık 2012’de borsada işlem gören bir şirket ile bir diğer aracı kuruluş hakkında analizler içeren bir yazı yayımlanır. Yazı ile ilgili olarak, adı geçen aracı şirket ve şirket yönetim kurulu başkanı tarafından “kişilik haklarına saldırı” gerekçesiyle, 5651 sayılı Kanun[2] 9 uncu maddesi gereği içeriğin yayından çıkarılması isteminde bulunulur.
Talebi değerlendiren Üsküdar 4.Sulh Ceza Mahkemesi kişilik haklarına saldırıyı kabul eder ve içeriğin yayından çıkarılmasına karar verir, bu karara yapılan itiraz de reddedilince konu bireysel başvuru yolu ile Anayasa Mahkemesi önüne gelir.
Başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar veren Mahkeme, öncelikle internet ve yayıncılık ilişkisini ele alır. Haber ve fikirlerin iletilmesinde önemli bir işlev gören internetin Anayasa’nın 26.maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu kabul eden Mahkeme, internet üzerinden yapılan her tür haber ve fikir iletiminin Anayasa’nın 28-32 inci maddeleri arasında güvence altına alınan basın özgürlüğü kapsamında olduğunu kabul etmenin ise zor olduğunu belirtir.
Mahkeme, burada şu kıstasın aranması gerektiğini kabul etmiştir; internet haberciliği, basının temel işlevi olan “gözetleyici” görevini yerine getirdiği sürece basın özgürlüğü kapsamındadır. Bu da her olayın somut durumunun iyi değerlendirilmesini gerektirmektedir.
Başvuru konusu haberi ve yayıncılığı bu kapsamda ele alan Mahkeme, haberin “gözetleyici” görevi yerine getirme işlevini taşıdığını kabul ederek, içeriğin yayından çıkarılması şeklindeki müdahalenin uygunluğunu sorgulamıştır.
Mahkemeye göre; her ne kadar habere erişimin engellenmesine dair müdahale bir kanun hükmüne (5651 sayılı Kanun madde 9) dayansa da, yayıncılık için aranılan “olgusal iddialar üzerinden hareket etme” ölçütünün karşılandığını, haberin değer yargılarından çok olgusal temelde olduğunu, erişimin engellenmesine dair Mahkeme kararının da “konuyla ilgili ve yeterli gerekçe” içermediğini, herhangi bir gerekçeye dayanmaksızın kamuoyunu yakından ilgilendiren görüşlerin yayılması olanağının ortadan kaldırılmasının “sansür” anlamına geleceğini vurgulayarak başvuru konusu olayda ifade özgürlüğü ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine hükmetmiştir.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu tarafından oybirliğiyle verilen bu karar, internet ve internet yayıncılığı konusunda yol gösterici niteliktedir. İnterneti ifade özgürlüğünün kullanılması açısından son derece önemli bir platform olarak gören Mahkeme, öte yandan internet üzerinden yapılan her yayının da basın özgürlüğü kapsamında ele alınamayacağını ifade etmiştir.
Kararın bir diğer önemli ve üzerinde durulması gereken etkisi de, 5651 sayılı Kanun’da 2014 Şubat ayında yapılan değişikliklerle kapsamı oldukça genişletilen erişim engelleme kararlarının hukuki sonuçlarını sorgulatmasıdır. Mahkeme, 5651 sayılı Kanun uyarınca kesinleşen erişim engelleme kararını esas yönünden incelemeye tabi tutarak, kişilik hakkı ihlali olup olmadığını değerlendirmiş, nihayetinde de bir ihlal olmadığı sonucuna varmıştır.
Bu durumda bir dizi soru/sorun ortaya çıkmaktadır. Yayınladığı haberin içerikten çıkarılması nedeniyle yayıncının bir zararı doğmuş kabul edilebilir mi? Hukuka aykırı mahkeme kararı nedeniyle ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü ihlal edilen yayıncının tazminat hakkı doğar mı? Veya, 5651 sayılı Kanun kapsamında verilen erişim engelleme kararlarının hukuki denetimini yapmak sadece Anayasa Mahkemesi’nin mi görevi olacaktır? Yani, özel hayatın gizliliği ve kişilik haklarının ihlali iddialarıyla erişim engelleme kararı verilen ve 5651 prosedüründe kesinleşen kararlara karşı ilgili site, yayıncı ve/veya yazarın Anayasa Mahkemesi dışında gidebileceği bir yargısal organ var mıdır? Haksız, hukuka aykırı erişim engelleme kararlarından kim sorumlu olacaktır?
Paydaşların görüşleri alınmaksızın, oldu bitti ile çıkarılan yasal düzenlemelerin bu tür soruları çoğalttığı açıktır. 5651 sayılı Kanun, özellikle Şubat 2014’de yapılan değişikliklerle kimsenin öngöremeyeceği hukuki sorunlar doğurmaya adaydır. Hukukun temel ilkelerine istisnalar, büyük parantezler getiren bu yasal düzenlemenin belki de yakın zamanda açıklanacak Anayasa Mahkemesi kararı üzerine katılımcı bir çerçevede yeniden yazılması en büyük temennidir.
Soru/sorunlara gelince; bunların değerlendirilmesi de ayrı bir yazını konusu olmalı.
[1] Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret AŞ. başvurusu; Baş.No:2013/2623
[2] 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun