İnternet Ortamında İşlenen Her Türlü Kişisel Veri Açısından “Unutulma Hakkı”
Günümüz dünyasında bir doktor hakkında bilgi almak, borçluyu sorgulamak, çalışma arkadaşlarının özel hayatlarını irdelemek, avukatı, eğitimciyi, siyasetçiyi, komşumuzu araştırmak için ilk akla gelen yöntem arama motoruna ismini sormak oluyor.
Kişilerin, sosyal medyadaki fotoğrafları, katıldığı eğitim/seminerler, hakkında çıkan haberler ve her şey artık bir klavye tuşu mesafesinde. Bir kısmı kişinin rızasıyla paylaşılmış ise de aradan geçen süre içerisinde bu verilere erişim açısından, üçüncü şahıslara sınırsız ulaşım hakkı tanınmakta mıdır?
Esasen, günlük yaşantımızda, özel hayatın gizliliği ve sürdürülebilirliği ile kişi manevi hayatının bütünlüğünün sağlanması son derece önem taşımaktadır.
Peki bu bağlamda haklarımız nelerdir ?
2016 yılında yürürlüğe giren ve esasen yürürlük tarihi itibariyle gerek kendi mevzuatı gerekse de atıfta bulunduğu Türk Ceza Kanunu’ndaki sorumluluk ve yükümlülüklerin geçerli olduğu 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu son dönemin en revaçta mevzuatı oldu. Peşpeşe aydınlatma metinleri, veri politikaları, kişisel verilerin korunmasına dair seminerler – eğitimler gündeme geldi.
Bu hususta birçok yazı ve paylaşım gerçekleştirilmiş ise de doğru bilgilendirme ve yönlendirme göründüğü kadar basit olmayan kapsam açısından çok daha büyük önem taşıyor. Bu konuya bu kadarıyla değinmiş olup, yazımızın esas konusu olan “UNUTULMA HAKKI”na değinebiliriz.
Öncelikle “Unutulma Hakkı”nın tanımını yapmakta fayda var.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında “Unutulma hakkı; üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlenmesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir.” denilmiştir.
Türk yargı sisteminde açıkça düzenlemesi bulunmayan bu hakkın Anayasa ve mevzuatlarda üstü kapalı bir şekilde geçtiğini söylemek pek de yanlış olmayacaktır. Zira,
“Özel Hayatın Gizliliği” başlıklı Anayasa’nın 20.maddesinin 3.fıkrasında “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.” İbaresine yer verilmekte,
Anayasa’nın atıfta bulunduğu 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun “Kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi” başlıklı 7.maddesinin giriş fıkrasında ise “.. kanun hükümlerine uygun olarak işlenmiş olmasına rağmen, işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması halinde kişisel veriler esen veya ilgili kişinin talebi üzerine veri sorumlusu tarafından silinir, yok edilir veya anonim hale getirilir.” denmektedir.
“Unutulma Hakkı” tabiriyle 2014 yılında Adalet Divanı Kararında karşılaştığımızı söylemek pek de yanlış olmayacaktır. Avrupa Birliği Adalet Divanı 13.05.2014 tarihli kararında özetle;
“..söz konusu bilginin bu tür bir sonuç listesine eklenmesi neticesinde, veri konusu, ilgili bilginin artık kamuya sunulmamasını talep edebileceğinden, bu haklar, kural olarak, sadece arama motoru operatörünün ekonomik menfaatine değil, aynı zamanda veri konusunun ismiyle ilgili bir arama yapıldığında kamunun bu bilgiye erişimine ilişkin menfaatine de üstün gelir. Ancak, veri konusunun kamuda oynadığı rol gibi belirli nedenlerden dolayı, temel haklarına müdahalenin, sonuçlar listesine dahil edilmesiyle söz konusu bilgiye erişimden kamunun elde edeceği üstün çıkarın gerekçelendirilmiş olması durumunda böyle bir durum söz konusu olmayacaktır.” diyerek,
işlenen verinin kamu nezdindeki karşılığı, ilgili kişinin kamuya mal olup olmadığı gibi hususlar her somut olayda ayrı değerlendirilmek suretiyle suretiyle, özel hayatın gizliliği temel hakkının arama motoru operatörlerinin çıkarları ile bilgi alma hakkının genel çıkarlarından üstün olduğunu ve bu suretle unutulma hakkının kullanılabileceğini belirtmiştir.
Tabi kararın Avrupa Birliği üye devletler açısından bağlayıcı olduğunu hatırlatmakta fayda bulunuyor.
Öte yandan, iç hukuk açısından ise benzer nitelikte kararların 2015 yılından itibaren verilmeye başladığını görüyoruz.
Unutulma hakkının tanımının yapıldığı, 17.06.2015 tarihli Hukuk Genel Kurulu Kararı’nda,
“Unutulma hakkı ile geçmişinde kendi iradesi ile veya üçüncü kişinin neden olduğu bir olay nedeni ile kişinin geleceğinin olumsuz bir şekilde etkilenmesinin engellenmesi sağlanmaktadır. Bireyin geçmişinde yaşadığı olumsuz etkilerden kurtularak geleceğini şekillendirebilmesi bireyin yararına olduğu gibi toplumun kalitesinin gelişmişlik seviyesinin yükselmesine etkisi de tartışılmazdır.”
düzenlemesine yer verilirken, 07.06.2016 tarih 2016/927 E. – 3874 K. Sayılı Yargıtay 16.Ceza Dairesi kararında “Bireylerin unutulma hakkı evrensel haklar arasında yer aldığı” belirtilmiştir.
Bu kararların yanında belki de en net değerlendirme ; bir gazetenin İnternet haber arşivinde erişilebilir durumda olan haber ve yayınlar ile ilgili içeriğin yayından kaldırılması yönündeki talebin reddedilmesinin, şeref ve itibarın korunması hakkını ihlal ettiği iddiasının konu edildiği, Anayasa Mahkemesi kararında yapılmıştır.
Avrupa Birliği Adalet Divanı Kararına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararına da atıfta bulunulan 03.03.2016 tarihli kararda ;
…İnternet haberciliği ile birlikte unutulmanın zor olduğu günümüzde anılan dengenin tekrar kurulabilmesinin şeref ve itibar yönünden bireylerin unutulma hakkının kabul edilmesi ile mümkün olabileceği, bu bağlamda unutulma hakkının adil dengenin kurulması için vazgeçilmez nitelikte olduğu, ( § 46)
.. Anayasa’nın “Devletin temel amaç ve ödevleri” başlığı altında düzenlenen 5. maddesinde “insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak” ifadesi ile devlete pozitif bir yükümlülük yüklendiği, bu yükümlülük bağlamında Anayasa’nın 17. maddesinde düzenlenen kişinin manevi bütünlüğü bağlamında şeref ve itibarının korunması hakkı ve Anayasa’nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile birlikte düşünüldüğünde, devletin bireye geçmişte yaşadıklarının başkaları tarafından öğrenilmesi engellenerek “yeni bir sayfa açma” olanağı verme hususunda bir sorumluluğunun bulunduğu, özellikle kişisel verilerin korunması hakkı kapsamında kişisel verilerin silinmesini talep edebilme hakkının, kişilerin geçmişlerinde yaşadıkları olumsuzlukların unutulmasına imkan tanımayı kapsadığı, (§ 47)
Unutulma hakkının İnternet gazete arşivlerindeki her türlü haber yönünden uygulanmasını beklemenin mümkün olmadığı, nitekim özellikle basın özgürlüğü temelinde gazete arşivinin araştırmacılar, hukukçular veya tarihçiler için önem taşıyan veriler olduğu, bu durumda bir İnternet haberinin unutulma hakkı kapsamında İnternet’ten çıkarılabilmesi için yayının içeriği, yayında kaldığı süre, güncelliğini yitirme, tarihsel bir veri olarak kabul edilememe, kamu yararına katkısı (toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık tutan niteliği) habere konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup olmadığı, haber veya makalenin konusu, bu bağlamda haberin olgusal gerçekler ya da değer yargısı içerip içermediği, halkın ilgili veriye yönelik ilgisi gibi hususların her somut olay açısından incelenmesi gerektiği , (§ 50)
belirtilerek ,
- Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
- Şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
- Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınan şeref ve itibarın korunması hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
hükmedilmiştir.
Gelişen teknoloji ile birlikte günümüz internet kullanımlarına konu edilen tüm bilgi, belge ve fotoğrafların herkese açık ve erişilebilir olması, esasen kişilerin manevi bütünlüğünü ihlal edecek niteliğe ulaştığı gibi devlete birtakım yükümlülükler getirmekte ve ilgili veri işleyici/sorumluların unutulma hakkını kullanmak isteyen gerçek/tüzel kişilerin taleplerini her olay açısından ayrı ve dikkatli bir inceleme ile daha ciddiye alması gerektiği görülmektedir.
Cover painting: Alaa Awad (http://alaa-awad.com/paintings)