Zeytinlikler ve Madencilik; Israrın Anlamsızlığı

Zeytinlikler ve Madencilik; Israrın Anlamsızlığı


Düzce Milletvekili Fahri Çakır ve 38 milletvekili tarafından 10 Aralık 2022 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı KHK’de Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 1.maddesi ile 3213 sayılı Maden Kanunu’na eklenmek istenen geçici madde 45, zeytinlikler ile ilgili önemli bir düzenleme öngörüyor.

Zeytinlikler ve Madencilik

Kanun teklifinin ilgili maddesi, zeytinliklerde madencilik faaliyetlerine izin verilebilmesine dair ısrarın yeni bir örneği;

“GEÇİCİ MADDE 45 – Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ruhsat sahibi veya rödövansçı olan gerçek veya tüzel kişiler tarafından ülkenin elektrik ihtiyacım karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlar veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının izin verilecek maden sahalarının bulunduğu ilçe ve il sınırlarına öncelik vermek suretiyle taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yaran dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir.

Zeytin sahasının taşınmasından kaynaklanan tüm masraf ve taleplerden madencilik faaliyeti yürütmesi yönünde lehine karar verilen kişi sorumludur. Zeytin sahasının taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda ise, ilgili sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilmesi için iznin öncesinde aralarında biyolog ve ziraat mühendisinin de bulunduğu uzman kişilerden alınan görüşler doğrultusunda Bakanlıkça belirlenecek alanda dikim normlarına uygun, faaliyet yürütülecek alan ile eşdeğer büyüklükte izin verilecek maden sahalarının bulunduğu ilçe ve il sınırlarına öncelik verilmek suretiyle zeytin bahçesi tesis edilmesi zorunludur.

Bu fıkra kapsamında zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlar veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan alanlarda madencilik faaliyeti yürütülen her yıl için, bu sahaların çevre ile uyum çalışmalarını temin etmek üzere ruhsat sahibinden işletme ruhsat bedeli kadar ayrıca tahsilat yapılır. Bu sahalar madencilik faaliyetlerinin öncesinde sahada bulunan zeytin ağacı sayısı ile aynı sayıda zeytin ağacı dikilerek çevre ile uyumlu hale getirilir.

Zeytin sahasının taşınması ile zeytin bahçesi tesis edilmesine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir. Bu maddenin uygulanmasında 7 nci maddenin yedinci fıkrasının birinci cümlesi hükmü uygulanmaz.”

Görüleceği üzere, madencilik faaliyetinin zeytinlik alanlara denk gelmesi halinde, mümkün olduğu taktirde zeytin sahasının taşınmasına, taşınmanın mümkün olmadığı durumlarda ise başka bir yerde zeytinlik tesis edilmesinekamu yararı!’ iddiası ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından izin verilebilmesinin önü açılmak istenmektedir.

Ayrıca, eklenen geçici madde 45’in son cümlesinde yer alan hüküm ile Maden Kanunu’nun “Madencilik faaliyeti yapılan alanların, izne tabi alan olmaları halinde, ilgili olduğu kanun hükümlerine göre gerekli izinlerin alınması zorunludur. ” hükmünü içerir 7.maddesinin 7.fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmayacağı ifade edilerek, zeytinlik alanlarla ilgili doğrudan uygulanır nitelikteki 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun”un zeytinlik alanların korunmasına dair hükümlerinin devre dışı bırakılması amaçlanmıştır.

Yönetmelik ile Yapılamayan Kanun ile Yapılmak İsteniyor

1 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile hemen hemen aynı hükümleri içeren Kanun teklifi ile, bu konuda çeşitli tarihlerde verilmiş Danıştay kararları aşılarak, korunması gerekli zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılması konusunda ısrarlı çabanın yinelendiği görülmektedir.

Anımsanacağı üzere, son yirmi yılda çeşitli karar ve işlemlerle zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerinin yapılabilmesi için uğraşılmış, her seferinde, 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu hükümlerine dayanılarak bu girişimler yargı kararlarıyla durdurulmuştur.

2013-2015 yılları arasında, Manisa’nın Soma İlçesi’ne bağlı Yırca Mahallesi’nde yapılması planlanan bir termik santral projesi için, 3573 sayılı Kanun’un uygulanmasına dair Yönetmelik’de değişiklik yapılarak, zeytinlikler “kamu yararı” aranmak koşuluyla maden ve yenilenebilir enerji projelerine açılmak istenmiş, Danıştay’da açılan davalar sonucunda, bu değişiklik Kanun’a aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

Danıştay’ın bu kararları sonrasında, 3573 sayılı Kanun’un 20.maddesinde yer alan

Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır.Zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının % 10’unu geçemez. ..İzinsiz kesenler veya sökenlere ağaç başına altmış Türk Lirası idarî para cezası verilir.

hükmü bütün madencilik girişimlerinin durdurulmasına sebep olmuştur.

TBMM’ye sunulan Kanun teklifi, Paris Anlaşması’nı onaylayarak, ormanların geliştirilmesi, yutak alanların korunması gibi yükümlülükler üstlenen, karbon salınımını azaltma hedefini daha geçtiğimiz günlerde düzenlenen COP 27 toplantısında dünyaya ilan eden Türkiye Cumhuriyeti açısından kabul edilemez nitelikte bir düzenlemedir.

Taşınması, bir başka yerde yeniden ihdası ekolojik olarak yıllarca mümkün olmayacak zeytinlik alanların, madencilik faaliyetleri ile yok edilmesi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Anayasa’nın 56.maddesi ile koruma altına alınan “sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını açık bir şekilde ihlal edecektir.

Türkiye’nin farklı noktalarında tescillenerek koruma altına alınan ve doğal miras kabul edilen anıt ağaçlar, tarihe tanıklık ediyor. Şanlıurfa’da Eyyübiye ilçesi kırsalındaki Altınbaşak Mahallesi’nde yer alan ve “Anıt Ağaç” olarak tescillenen 1326 yaşındaki zeytin ağacı zamana meydan okuyor. ( Eşber Ayaydın – Anadolu Ajansı )

Sağlıklı Bir Çevrede Yaşam Hakkı

BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 74.yılının kutlandığı gün TBMM’ye sunulan bu teklif; bugün için en temel insan haklarından birisi haline geldiği tüm dünya tarafından kabul edilmeye başlanan “sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı”nı ihlalin ötesinde Anayasa’nın 45.maddesinde yer alan “Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.” hükmünü de ihlal edecektir.

Gıda arz güvenliğinin ne denli önemli olduğunun ortaya çıktığı, iklim değişikliğinin bir “güvenlik”, bir “varlık” sorunu haline geldiği bir dönemde, maddi gerçeklikler ile hukuki gerekliliklere tümüyle aykırı bir şekilde TBMM’ye sunulan bu tekliften ivedilikle vazgeçilmesi kamuoyunun beklentisi ve doğrusudur.

Not: 10 Aralık 2022 tarihli Teklif’de yer alan 1.madde, yani zeytinliklerin maden faaliyetlerine açılmasına imkan veren düzenlemeyi içerir hüküm, 14 Aralık 2022 tarihinde Teklif’in görüşüldüğü TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabi Kaynaklar, Bilgi ve Teknolojileri Komisyonu toplantısı sırasında sunulan yeni bir önerge ile “daha sonra değerlendirilmek üzere” Teklif metninden çıkarıldı. Komisyon görüşmeleri sırasında yoğun tartışma ve itirazlara neden olan hükmün Teklif metninden çıkarılması oldukça iyi bir haber; umuyoruz bir daha hiç gündeme gelmez…