Kendi İsteğiyle Üniversiteden Ayrılan Öğretim Üyesi Görevine Dönebilir mi?
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 04.07.2023 tarihinde oyçokluğuyla verdiği karar ile mahkeme veya disiplin kararlarıyla çıkarılanlar hariç olmak üzere herhangi bir nedenle kendi isteğiyle üniversiteden ayrılan öğretim üyelerinin, 2547 sayılı YÖK Kanunu’nun 60/b fıkrasında yer alan hüküm uyarınca kadro koşulu aranmaksızın ayrıldıkları yükseköğretim kurumuna dönmeleri konusunda ilgili üniversitenin “takdir yetkisi” bulunduğu, ancak takdir yetkisinin hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullanılıp kullanılmadığının denetiminin yargı organları tarafından yapılması gerektiği, kabul edildi.
Karar gereği, bu durumda olan öğretim üyelerinin kurumlarına dönme istekleri otomatik bir şekilde atanma hakkını doğurmayacak, idare/üniversite yapacağı değerlendirme sonucunda kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından başvuruyu reddetmenin koşulları bulunmadığı taktirde, bir başka deyişle hizmetine ihtiyaç bulunması halinde atamayı gerçekleştirebilecektir.
Konya Bölge İdare Mahkemesi ve Ankara Bölge İdare Mahkemesi kararları arasında doğan çelişkinin giderilmesi için yapılan başvuruyu değerlendiren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, aykırılığın Ankara Bölge İdare Mahkemesi kararı doğrultusunda giderilmesine hükmederken değerlendirdiği iki karardan ilki Konya 1.İdare Mahkemesi kararı olup Hukuk Fakültesi bünyesinde öğretim üyesi olarak görev yaparken kendi isteğiyle emekli olan bir akademisyen, 2547 sayılı Kanun’un “Kurumlara Dönüş” başlıklı 60/b maddesinde yer alan;
Madde 60- a. (Değişik: 1/11/1990 – 3676/1 md.) Bir süre öğretim üyesi olarak çalıştıktan sonra Cumhurbaşkanı yardımcılığına, bakanlığa veya Yasama Organı Üyeliğine seçilenler, bu görevlerde geçirdikleri süreler hesaba katılmak ve buna göre aylık dereceleri yükseltilmek, meslek unvan ve sıfatlarını kazanma ile ilgili hükümler saklı kalmak şartıyla başvurmaları halinde bu Kanun hükümlerine göre ayrıldıkları yükseköğretim kurumuna kadro koşulu aranmaksızın dönerler.
(Ek bent:17/9/2004-5234/2 md.) Bunlardan emekli iken yüksek öğretim kurumlarına dönenlerin veya yüksek öğretim kurumlarına döndükten sonra emekliliğe hak kazanıp emekli olanların emekli aylıkları kesilmez. (Mülga ikinci cümle: 18/6/2017-7033/17 md.)
b. (Değişik: 1/11/1990 – 3676/1 md.) Yükseköğretim kurumlarından, mahkeme veya disiplin kararları ile çıkarılanlar hariç olmak üzere herhangi bir nedenle kendi isteği ile ayrılan öğretim üyeleri başvuruları üzerine bu Kanun hükümleri çerçevesinde kadro koşulu aranmaksızın tekrar ayrıldıkları yükseköğretim kurumlarına dönebilirler.
hükmüne dayanarak üniversiteye dönüş isteğinin reddi işleminin iptalini ister. Konya 1.İdare Mahkemesi; madde metninde “dönebilirler” ifadesine yer verilmiş ise de cümle yapısı dikkate alındığında, bu ifadeyle idareye takdir yetkisi tanınmasının değil bu durumdaki öğretim üyelerine bir “hak” tanınmasının amaçlandığı; maddede “idarenin uygun görmesi halinde” veya “hizmetine ihtiyaç duyulması halinde” gibi bir ifadeye yer verilmemesinin de burada bir “bağlı yetki”nin varlığını ortaya koyduğunu, bu nedenle başvuru üzerine bağlı yetkisi olan üniversitenin davacının doğrudan atamasını yapması gerekirken başvurunun reddinin hukuka aykırı olduğunu kabul ederek, dava konusu işlemi iptal eder.
İptal kararı Konya BİM 1.İDD’nin 23.02.2022 tarihli kararı ile uygun bulunarak iptal kararı kesinleştirilir.
İkinci karar, aynı durumda olan bir emekli öğretim üyesi tarafından Ankara 17.İdare Mahkemesi’nde açılır ve Mahkeme; madde metninde yer alan “kadro koşulu aranmaksızın” ibaresinin her şart ve koşulda ilgililerin mutlak suretle eski görevlerine dönme konusunda idarenin bağlı yetki içerisinde bulunduğu şeklinde yorumlanamayacağı, aksi yorumun kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olmayacağı, madde hükmünün “ilgililerin atanmak istedikleri alanda hizmetine ihtiyaç bulunması halinde kadro koşulu bulunmaksızın atanabilecekleri” şeklinde değerlendirilmesi gerektiği; bu kapsamda, ilgilinin yeniden atanma isteği hakkında takdir yetkisi olan idarenin, bu alanda profesör alımı için ilana çıkılmış olmasının da davacının hizmetine ihtiyaç duyulacağı anlamına gelmeyeceği kanaatine vararak, davayı reddeder.
Ret kararını istinaf başvurusu üzerine değerlendiren Ankara BİM 4.İDD, 08.06.2020 tarihli kararı ile; maddede idareye tanınan yetkinin “takdir” yetkisi olduğu yönündeki İdare Mahkemesi gerekçesini yerinde bulurken, idarenin takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmadığı, kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından yargı denetiminin söz konusu olduğu, somut uyuşmazlıkta, söz konusu kadroya yönelik ilana çıkıldığından, aynı kürsüde uzun yıllar akademisyen olarak görev yapan davacının hizmetine ihtiyaç duyulduğunun kabulü gerektiğinden, dava konusu işlemin bu yönden iptaline hükmetmiştir.
Her ne kadar iki kesinleşen karar da “iptal” kararı olsa da gerekçelerdeki farklılık nedeniyle Danıştay’a başvuru yapılmıştır. Danıştay İDDK, aykırılığın Ankara Bölge İdare Mahkemesi karar/gerekçesi yönünde giderilmesi gerektiğine hükmederken; maddedeki düzenlemenin her şart ve koşulda ilgililerin mutlak suretle eski görevlerine dönme konusunda idarenin bağlı yetki içinde bulunmadığı, takdir yetkisi kapsamında ilgililerin atanmak istedikleri alanda hizmetlerine ihtiyaç bulunması anlamında kadro koşulu bulunmaksızın atanabilmeleri gerektiğine karar verirken, bu hükmü içerir Kanun değişikliği sırasında TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda yapılan değerlendirmeleri içerir rapora da atıf yapmıştır.
Dikkat çekici olan husus; Başkan ve üç üyenin, iki kararın da iptal yönünde olması nedeniyle ortada giderilebilecek bir aykırılık bulunmadığından, başvurunun reddi gerekirken esasına girilmesinin hatalı olduğu yönünde karşı oy kullanmasıdır.